Nisan 30, 2009

yersiz olma(k)

yersiz davranışlar bunlar,
belli etmemeli kendimizi...
kendilikler ne zaman özgür olmuş ki
ikilikler var olabilsin...

şşşş...
sessiz ol
duymasınlar...
duyarlarsa seni bilirler
sonra da beni,
açılır sorgu odalarının paslı kilitleri
bileklere ve boyunlara geçer zincirler...

ses etme...
duymasınlar...
bilmesinler ki
bu görünmezlik hâremize dadanamasınlar,
silahlarını doldurup
herbir hücremizi kurşunlamasınlar...

düşünme,
fark etmesinler...
kanatlarımızı zor kurtardık son yangından...
ellerine düşeriz sonra,
kanatlarımızı kırıp elimize vermesinler...

görme,
ve bana hiç bakma...
o vakit iyice fark edilir oluruz
elleriyle koymuş gibi bulurlar...
yapmadıkları şey değil
kalbe dokunurlar
gaddarca...

uzanma...
kal olduğun yerde...
her eylem, yasağın göbeğinden doğuyor
ve her eyleyiş, gel-iş-me(k)lerin engelleyicisi olup dikiliyor
duvar gibi...

sarılma...
hele ki kalpten asla...
bu buzullar ülkesinde ısınmak olacak iş değil...
ısınırsa etraf: yıkılır,
altında kalırız donukluklar diyarının...

ağlama...
sabah çiğlerinden süzdüğün yaşların
yaşlarım onlar çok kıymetliler...
ağlama...
gözümden sızan pırıltım
seni ele verir diyorum
neden ağlıyorsun?
neden ağlıyorum?...


inat etme...
bak bir de utanmadan soluklanıyorsun,

nefes de alma...
yoksa ateş edecekler...

Nisan 26, 2009

beyazlık

bir nefes,
bir sus...
ömrü ne kadar uzun
ya da kısa
bilinmeyen bu husus
ona mahsus...
söze gelmeyen...
sabrın nefesini doldurduğu yelkeniyle
susmaların daim müşterisi...

baştan ayağa bir gariplik,
yeryüzündeki tüm ömürlere değmek için çırpınan bir tazelik...

her güneşliliğin başlangıcıyla,
her sabahın doğuşuyla
örselenen aşk yapraklarının yerine tomurcuğa duran...
kuruyanları da saklayan...

kilitli maske
ipek kozası

haykırış
ve dahi
lâl oluş...

nice haksız göz yağmuruma ağladığım
en gerçek ağıt...

o kadar sahiciyken,
elimin kurtulamadığı soyut boyalarımdan süzülen en somut...
en bitişin en nihayetsiz başlangıcı gibi;
sarkacın iki ucundaki iki soluklanma aralığı,
iki göç ediş...

gözümün değdiği en somutluktaki en soylu soyut...
rüya gibi,
korkuyorum...
nece bir rüya?
konuşamıyorum...

Blog Listem

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
bu bâb toprak ahvâlini beyan eder/ki tabiatı soğuk ve kurudur...