Ağustos 16, 2009

hangi

olasılıksızlıklar eşiğinde,
olmazlıklar arifesinde,
yok oluşlarla yapılan ayinlerde,
anlamsız gözbebeklerinde...

sahipsiz benliksizliklerimden
mide bulantıları miras alarak,
bıraktığımı sanarak arkada zifti parçalarımı:
her parçayı
her seferinde kendime göre simetrisini alıp
tekrar tekrar önüme katarak,
tekamülden zerre nasiplenmeyip yerinde sayışın var oluşuna
hayret ederek,
yok olamayarak
dökerek,
dökülerek,
şakaymış gibi gülerek...
hikmetten nasibi sanki inadına keserek,
şeklen yaşayan kalıbıma söverek...
nefessizlik ya da ölümden düşerek...
düşürülerek...
lanetlerin sırladığı aynalardan kendini seçerek,
her seçişte laneti okuyarak,
yerle gök arasındaki hangi aralıkta? diyerek...
arayarak,
sorarak hep
hangi demdir bu dem...
hangisi...

"yooo..yo bu değil istediğin...
yook ...yok bu değil beklediğin.."
latif bir ses:
pamuktan dokunmuş varlığı,
tezat kancası kalbimde her daim...

rüyadaydım, gerçek değil...
avuçlarında dalgacı kelebeklerle geldi yanıma...
"yoo bu sen değilsin" dedi,
uzandı, uzadı..
uzadıkça gölge gölge sündü üstüme...
kelebekler ölünce
gözlerime ağladı...
dalgalar döküldü her ölüşten...
ve darlanmalar...
bunca varlık var iken, gitmeyen-bitmeyen gönül darlığı...
hak idi...rüyada bile
müstehak idi...

"varlık tadı nedir bilseydin burda olur muydun?"...

gölgesi eğildi içime,
kadim bi kuyuyu eşeştirircesine,
tersyüz eyledi gözlerimi...

saçlarımı tel tel savurdu doğunun ve batının meleklerine...
kutsanan bi kuytu incisinden arta kalan boşluklara akıtarak yaşını
dedi ki
"yok...
yokluk içinde tattığın tadımlıklardan değil hiç biri...
yooo...
yo bu değil istediğin..."

varmış olsaydım o deme,
kıtlıktan çıkmışcasına gömerdim kendimi o tada,
bulardım her yanımı, demlenirdim ışığında...
daldırırdım suretimi son nefes hacmimi doldurana kadar...

bu mahşer yeri ağrısı doldurmazdı bedenimi,
hiç dökülmezdi saçlarım:
melek kanatlarına karışırdı...
bulsaydım...
o olsaydım...

Hiç yorum yok:

Blog Listem

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
bu bâb toprak ahvâlini beyan eder/ki tabiatı soğuk ve kurudur...