Eylül 07, 2009

kusmuk

bir yokmuş, bir yokmuş...
boşluğa dalan gözler
yeni boşluklar oymuş....
yeni boşluklarla daha da büyümüş habis huzursuzluklar...
sinsice...
hissettirmeden...

düşüş...düşüş...
ve dahi düşünüş!
ne düşüşmüş bu ya rab!
ötelerden berilere uzanıp saç diplerimden çekiyor beni!
sinsice yaklaşıp
dibine kadar hissettirerek...

allah'ım...
kelimesizlikten yandım...
alev'imi duman'ımı is'imi ağıdım yaptım,
duama kattım...
yıldızlara ellerimin çarptığı zamanlardan kalma pırıltıları
gözyaşım sandım,
senelerdir sen sanıp,
sensizliğime tapındım...

yaprak kıpırdamaz,
güneşi boyamışlar ama kapkara hala...
hep aynı yerde asılı,
göğün katmanlarını bile aşındırmazken....
her gün birbirini kopyalarken...
her gün hafızasını yitiren insanlara
biriktirmenin cehennemini anlatamazken...

her günü farklı sanan aynılar...

dillerin altında bambaşka diller!...

ve dahi kalplerinin altında bambaşka kalpler...

ne kimse sahici
ne kendi gibiyken...

aldanma ve avuntular
düşler ve rüyalar
kurtaramazken...

kusmak istiyorum...

kanmaları
kanamaları....
birikmiş kirlenmişlikleri....

kusarken ve
küçülürken ben,
yani zaman geriye sararken
ta ki dilsiz bir insan yavrusuna dönüşene kadar
kusarken...
kalp pıhtılarını ve insanları...
kova kova beyin ve akıl...
şehirleri kusarak....
zindan ve dahi cennet olanları...
ülkeleri kusarak,
meridyenleri ve paralelleri boğazıma takılmalarına rağmen...
kusarak şu dünyayı..
belki rahatlarım...
/
allah'ım...
aldanışlara açılan ellerimi sen al...
yoksa ellerimi de kusacağım...

Hiç yorum yok:

Blog Listem

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
bu bâb toprak ahvâlini beyan eder/ki tabiatı soğuk ve kurudur...